Sizlere son yıllarda doktorlar tarafından tercih edilen ve yüzde bir lifting diğer bir deyişle kaldırma etkisi gösteren "biyolojik lifting" hakkında bilgi vermek istiyoruz. Güzellik ve gençlik kavramları her zaman insanların ilgisini çekmiştir ve bu yüzden farklı medikal teknikler ve cilt bakımı yöntemleri sürekli olarak gelişmektedir. Biyolojik lifting de bu yeniliklerden biridir.
Biyolojik lifting, cildimizin kendi üretimini destekleyerek yaşlanma sürecini yavaşlatmayı ve ciltteki sıkılığı artırmayı amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntemde cerrahi müdahale olmadan teknikler kullanılır. Biyolojik lifting, kişinin kendi vücut yapısını ve doğal iyileşme süreçlerini kullanarak gençleşme etkisi yaratır.
Bu tedavi yönteminin temelinde, vücutta kolajen ve elastin üretimini artırmak yer almaktadır. Kolajen ve elastin, cildin genç ve sıkı görünmesini sağlayan temel yapısal proteinlerdir. Yaşlandıkça, vücut bu proteinleri daha az üretir ve cilt sarkmaya, kırışıklıklar oluşmaya başlar. Biyolojik lifting uygulamaları, vücudun kendi kolajen ve elastin üretimini uyararak üretimin artırılmasını ve bu sayede cildin kalitesinin ve nemlenmesinin artırılmasını saplar. Cilt canlanır ve sıkılaşır. Biyolojik lifting uygulaması daha çok 40-45 yaşlarında, yanak bölgesi çok yoğun olmayan kişilerde tercih edilmektedir.
Biyolojik Lifting uygulaması, genellikle çapraz bağlı olmayan hyaluronik asitin, yüzün askı rolündeki bölgelerine enjekte edilmesi şeklinde gerçekleştirilen bir lifting uygulamasıdır. Yüzde 5, 6, 7 ya da 8 noktadan derinin 2,5 -3 mm altına uygulanan bu ürünler,
Biyolojik lifting uygulamaları genellikle görece daha az ağrılıdır. Yüz anatomisine göre belirlenen noktalardan ince uçlu iğneler aracılığıyla cilde enjekte edilir. Bu uygulama yaklaşık 15 dakika gibi kısa sürede yapılır. İşlem sonrası genellikle hızlı bir iyileşme süreci vardır ve kişinin günlük yaşantısına hemen dönmesine izin verir. Ancak, etkilerin daha kalıcı olması için düzenli seanslara ihtiyaç duyulabilir. Kişinin yaşına, cilt tipine ve isteklerine bağlı olarak, uygulamaların sıklığı ve süresi değişiklik gösterebilir. Bazı ürünler 6-9 ayda 1 kez uygulanmakta olup, bazıları da 1 ay arayla 2 seans şeklinde uygulandıktan sonra 9-12 ayda 1 kez tekrarlama şeklinde uygulanmaktadır. Yüzün orta bölgesinde aşağı doğru toplanma gözlenen ve yanak dokusu yoğun olmayan kişilerde özellikle tercih edilebilmektedir. Bu konuda uzman bir doktorla görüşmek önemlidir.
Sonuç olarak, biyolojik lifting, doğal bir yöntem olarak yaşlanma belirtileriyle mücadele etmeyi hedefler. Kolajen ve elastin üretimini artırarak cildi gençleştirir ve sıkılaştırır. Her türlü medikal uygulamada olduğu gibi, biyolojik lifting de uzman ellerde yapılmalı ve kişinin ihtiyaçlarına uygun bir şekilde planlanmalıdır.
Umarım bu blog yazısı biyolojik lifting hakkında size gerekli bilgileri sağlamıştır. Daha fazla bilgi ve sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Sağlıklı ve güzel günler dileriz!
